Türk toplumu olarak belgeselleri çok seviyoruz. Gerçi belgesellerin reytingleri düşük ama olsun; ortamlarda izliyoruz deriz, kim bilecek. Hadi sizi biraz kaplanların doğal yaşamlarından ayırayım ve izlediğinizde fikirlerinizi değiştirebilecek, dünya görüşünüzü yenileyecek, kafanızı karıştırabilecek belgeseller ile tanıştırayım. Kesinlikle hiçbir abartım yok; izlediğinizde fikirlerinizi değiştirebilecek derecede güçlü ve değerli 22 belgesel koyacağım. Seçin, beğenin, izleyin... Ama emin olun, izledikten sonra eski siz olmayacaksınız. Hadi buyrun:
Yönetmen: Laura Poitras
Tarih: 2014
İlk tercihim Citizenfour oldu çünkü belgesel 2015 Akademi Ödülleri'nde En İyi Belgesel Ödülü'nü almayı başardı. Zaten alacağı da çok belliydi. Belgeselin içinde yer alan 2 gazeteci Laura Poitras ve Glenn Greenwald Pulitzer Ödülü'ne layık görüldüler. Belgeselde eski bir NSA çalışanı olan Edward Snowden'ın kaçırdığı dosyalar üzerinden ortaya attığı büyük bir iddia anlatılıyor. İddiaya göre; 11 Eylül sonrası Amerika, Prism adını verdiği bir teknoloji ile insanları, iradelerinin dışında takip ediyor ve bilgi topluyor. Yani bizi istedikleri zaman istedikleri herhangi bir kameradan takip edebiliyorlar. Oscar almayı başaran belgesel sayesinde 'Person of İnterest' gibi bir dizinin gerçekliği tartışılır oldu.
2. Hot Girls Wanted
Yönetmen: Jill Bauer, Ronna Gradus
Tarih: 2015
Porno sektörüne büyük ihtimal hiç bu kadar yakından bakmamışınızdır. İçinde gerçek pornocuların olduğu, onların hayatlarının anlatıldığı; ne kadar kazandıklarına, nasıl yaşadıklarına, çekimlerin nasıl yapıldığına dair her türlü bilginin 'hiçbir kurmaca olmadan' gösterildiği bir belgesel. Emmy ödüllerine aday olan ve Sundance'in özel seçimi olan belgesel porno izleyicilerinin büyük ihtimal tanıdığı pornocuları barındırıyor içinde. Belgesel sonrası porno sektörüne bakış açınız değişebilir; değişecektir ve porno sektörü hakkında soru işaretlerinize büyük ihtimal cevap bulmuş olacaksınız.
Yönetmen: Peter Joseph
Tarih: 2007
Hala izlemeyen varsa ekran başına alalım. 3 seri olan Zeitgeist'ın bu ilk filminde din, para sistemi ve 11 eylül üzerine aşırı iddialı bilgiler var. İzledikten sonra din konusunda fikirleriniz değişebilir, ekonomi hakkında düşünceleriniz pekişebilir ve 11 eylül hakkında hala şüpheleriniz varsa kalkabilir.
Yönetmen: Peter Joseph
Tarih: 2008
Serinin ikinci filmi olan Addendum gene iddialı konulara değiniyor: Para sistemine bir daha giren belgeselimiz; bir taraftan dünyayı nasıl yok ettiğimizi ve esasında ne kadar yanlış şehirleştiğimizi, bir taraftan da Venüs Projesi adında dünya kaynaklarını yok etmeden nasıl kullanmamız gerektiğini anlatan bir proje sunuyor.
5. Zeitgeist: Moving Forward
Yönetmen: Peter Joseph
Tarih: 2011
Serinin üçüncü filmi olan belgeselimiz, diğer 2 belgesele nazaran daha iddialı. Doğum ve çocuk gelişimine değinmesinin ardından, toplumdaki sorunların anne karnından başladığını, ardından parasal sisteme tekrar girip, yepyeni bir dünya keşfetsek o dünyada nasıl şehirleşmemiz gerektiğini ele alıyor. Belgeseli izledikten sonra büyük ihtimal anlattıkları şehirleşme modeli üzerine arkadaşlarınız ile tartışacaksınız.
Yönetmen: Joshua Oppenheimer
Tarih: 2012
The Act of Killing; zamanında Endonezya'da yapılan komünist katliamına değiniyor. Kamerasını alan Joshua Oppenheimer Endonezya'ya gidiyor ve orada bu katliamları yapan kişiler ile görüşüyor. Belgesel büyük ihtimal tüylerinizi ürpertecektir çünkü katliamları yapan kişiler gram pişmanlık duymuyor ve yaptıklarını da ballandıra ballandıra, hatta canlandırarak anlatıyorlar. Oscar'da aday olmasına rağmen ödül alamayan fakat Bafta'da en iyi belgesel seçilen bu başyapıt, ölüm ve öldürmek hakkındaki bütün fikirleriniz baştan aşağı değiştirebilir. Keza katillerin öldürme üzerine çektikleri filmler ile bir taraftan sempatik görünürken bir taraftan ne kadar vurdumduymaz olduklarını göreceksiniz.
7. Inside Job
Yönetmen: Charles Ferguson
Tarih: 2010
Belgesellerden birini izleyeyim derseniz ilk seçiminiz 2011'de En İyi Belgesel Oscar'ını almış olan Inside Job olmalıdır. Hani bizi sözde teğet geçen 2009 ekonomik krizinin nasıl çıktığını, 2009'a kadar ki sürecin nasıl ilerlediğini bizzat belgeler ve kişiler ile anlatan bu belgeselde seslendirmeyi Matt Damon yapıyor. İzlediğinizde benim gibi büyük ihtimal sizlerde küfür edeceksiniz çünkü birilerinin sefası yüzünden -maalesef- bütün dünya krize sürükleniyor. Koskoca ülkeyi ve onla beraber bütün dünyayı krize sürükleyenleri görmek, nasıl yaptıklarını öğrenmek istiyorsanız, buyrun ekran başına. Görecekleriniz sizi çok şaşırtacak.
8. The Square a.k.a. Al Midan
Yönetmen: Jehane Noujaim
Tarih: 2013
Eminim ki izlediğinizde belgesel ile muhteşem bir empati kuracaksınız çünkü burada yaşananları biz de yaşadık. Mısır direnişini anlatan belgesel, bizzat direnişin içinden görüntüleri ve kişileri içeriyor. Direnişin nasıl başladığını, nasıl kandırıldıklarını, nasıl devlet tarafından öldürüldüklerini ve El-Sisi'nin darbesine kadar olan sürece tanıklık ediyorsunuz. Belgesel Oscar'a aday olmasına rağmen ödül alamadı ama Emmy'den ve Berlin'den ödül alarak ayrılmayı başardı. Gezi direnişinde yer alanlarınız varsa, izlerken duygulanmanız muhtemeldir.
Yönetmen: Michael Moore
Tarih: 2002
Michael Moore; Amerika'nın en önemli belgesel sinemacılarından biridir. Sorun olduğunu düşündüğü her şeye burnunu sokar, gerçekleri bütün çıplaklığı ve belgeleri ile ortaya koyar. 2002 yılında yaptığı bu belgesel Amerika'daki bireysel silahlanmanın korkunç yüzünü ortaya koyuyor... 2003'de En İyi Belgesel Ödülü'nü alan bu başyapıt; Amerika'da bireysel silahlanmanın oranlarını ve bu oranlara paralel ölüm istatistikleri üzerine düşerken aynı zamanda neden Kanada'da silahlı ölüm azken Amerika'da çok sorusu üzerine odaklanıyor. Keza Moore'un belgesel sırasında gerçekleştirdiği bazı başarılar da takdire şayan. Bireysel silahlanmanın çok olduğu ve bilinçsiz kullanıldığı ülkemizde böyle bir belgesel ilginizi çekebilir.
belgeselden komik bir bölüm:
satıcı: evin aşağısına da bir güvenlik odası yaptık. kapı oldukça sağlam. böylece saldırgana engel çıkarmış olduk.
moore: baltayla kırılabilir mi?
satıcı: evet, balta ile kırılabilir.
Yönetmen: Michael Moore
Tarih: 2004
Michael Moore'un bir diğer belgeseli, 11 eylül olaylarını ve 11 eylül olaylarının baş kahramanlarını anlatan başyapıtı. Ülkemizde herhangi bir kişi böyle bir çalışma yapsa büyük ihtimal ya öldürülürdü ya da kendini hapishanede bulurdu. Bizzat belgeleri ile olayların nasıl geliştiğini, Amerika'nın olayların ne kadar içinde olduğunu anlatıyor Moore. Zeitgeist öncesi yapılmış en çarpıcı 11 eylül belgeselidir.
Yönetmen: Michael Moore
Tarih: 2007
Michael Moore'un ses getiren en önemli belgesellerinden biri. Bu sefer de sağlık sistemi ve gene silahlanma üzerine giden Moore, bu konularla ilgili sorunları öyle bir ortaya koyuyor ki izlediğinizde birazcık canınız sıkılacaktır, eminim. Belgesel Oscar adayı oldu ama maalesef ödülü alamadı.
Yönetmen: Tom Shadyac
Tarih: 2010
Komedi yönetmeni Tom Shadyac, geçirdiği bir kaza sonrası hayatın anlamını aramaya başlar ve bu muhteşem belgeseli ortaya çıkarır. Shadyac, kalbin işlevi, evrimin ne kadar yanlış anlaşıldığı, enerji ve sevginin gücü üzerine muhteşem bir belgesel hazırlamış. Belgesel tek ödülünü de İnsanlık Ödülü adlı altında bir festivalden alır.
Yönetmen: Morgan Spurlock
Tarih: 2004
Aranızda fast food düşkünü varsa ilgisini çekebilecek muhteşem başarılı ama bir o kadar da tehlikeli belgesel. Morgan Spurlock, Amerika'daki obezite üzerine odaklanıyor ve fast food gerçekten de zararlı mı sorusuna ilginç bir deney ile cevap vermeye çalışıyor: Nasıl mı? Tam bir ay boyunca Mc Donalds yiyerek ve Mc Donalds menüsünde yer almayan her şeyden uzak durarak. 1 boyunca hergün günde 3 öğün Mc Donalds yenirse ne olacağını doktor ekibi ile bize kanıtlamaya çalışıyor. Sonuçtan çok süreç ve obezite hakkında araştırmalar epey ilginizi çekebilir. Belgesel Oscar'da aday oldu ama ödüle ulaşamadı.
14. History of the World in 2 Hours
Yönetmen: Douglas Cohen
Tarih: 2011
Dünya tarihini araştırmak isteyenler ama vakti olmayanlar için birebir belgesel. Bütün dünya tarihini -evrim dahil- 2 saatte anlatabileceklerini iddia ediyorlar ve bunu gerçekten de başarıyorlar.. 2 saatte her şeyi öğrenmek istiyorum diyenler, buyrun ekrana.
Yönetmen: Ayat Najafi
Tarih: 2014
Şarkı söylemek kime zarar verebilir ki? 1970 İran Devrimi'nden sonra kadınların ulu orta şarkı söylemeleri yasaklanır. Sara Najafi ise bu kuralı delmek ister ve delme sürecini belgesel yapar. Tabii belgeselin tamamanması yıllar sürer. Karakterimiz, daha sonra İran'dan ve Fransa'dan gelen şarkıcılar ile İran'da bir konser vermek ister fakat devlet buna bir türlü izin vermez. Kadın, mahrem, din ve şarkı üzerine enteresan bilgilerin yer aldığı muhteşem bir mücadeleye tanık olmak istiyorsanız, buyrun ekrana.
Yönetmen: Can Candan
Tarih: 2013
LGBTİ hakkında fikirleriniz nedir bilmiyorum ama fikirlerinizin biraz da olsa değişmesini istiyorsanız "Benim Çocuğum" tam size göre bir belgesel. Bizzat ailelerin ağzından çocuklarının küçüklüklerini, değişimlerini, bunu nasıl kabul edip-edemediklerini ve desteklediklerini izleyip görebilirsiniz. İçindeki aileleri dinledikten sonra fikirlerinizde değişiklik olması muhtemeldir; benimki izledikten sonra değişti çünkü. Belgesel maalesef hiçbir yerde yok ama ben resmi sitesini aşağı link olarak koyuyorum. İsteyen ulaşabilir.
17. This Film is Not Yet Rated
Yönetmen: Kirby Dick
Tarih: 2006
Amerikan sansür sektörünün nasıl işlediğini biliyor musunuz? Filmlerin başında pg ya da pg-13 gibi simgelerin ne demek olduğunu hiç merak ettiniz mi? İşte bu belgeselde Amerika'da filmlerin nasıl sansür kurulundan geçtiğini ve sansür kurulunun kimlerden oluştuğunu öğreneceksiniz. Evet, bu belgeselden önce sansür kurulunda kimlerin çalıştığı bilinmiyordu çünkü isimler devlet tarafından 'baskı altında kalmamaları için' saklanıyordu.
Yönetmen: Andrew Morgan
Tarih: 2015
Özellikle tekstil sektöründeki arkadaşların ilgisini epey çekecek bir belgesel. Sektörün nasıl işlediğini ve bu çalışma alanının Bangladeş insanlarını ne kadar etkilediğini görün. Onlarca lira verdiğimiz eşyaların ne zor koşullarda yapıldığını, yapanların ne kadar az kazandığını ve haklarını nasıl da sömürüldüğünü izleyin. Tekstil sektörünün esasında da hiç güzel bir sektör olmadığına şahit olun.
Yönetmen: Shaun Monson
Tarih: 2005
Yemek yerken izlememeniz gereken bir belgesel. Hatta hayvanların kılına zarar gelmesine dayanamayan, midesi sağlam olmayan bütün herkesin uzak durması gereken bir belgesel. Çünkü bu yapım: Hayvanların nasıl hor görüldüğü, mezbahalarda onlara nasıl davranıldığı ve sokak hayvanlarına karşı geliştirilen politikalar üzerine çok ama çok çarpıcı görüntüler içeriyor. Midesi sağlam ben bile birçok sahnede ileriye sarmak zorunda kaldım. Gerçekten de hayvanların cehenneminin biz olduğunu kanıtlayan bu muhteşem belgeselin seslendirmesini Joaquin Phoenix yapıyor.
Yönetmen: Herkes Kendi Videosunun Yönetmeni
Tarih: 2011
Youtube'un ve Nat Geo'nun ortak hazırladığı, 24 temmuz 2010 günü bütün dünyadan toparlanan videoların birleştirilmesi ile yapılmış ve aynı zamanda ben bunları yazarken dünyada binlerce şeyin gerçekleştiğini kanıtlayan muhteşem ötesi bir belgesel. Dünyada yalnız olmadığımızı ve kimsenin aynı olmadığını, suratımıza harika bir şekilde vurmasını sizde istiyorsanız Life in a Day tam size göre. 24 temmuz 2010 günü bütün dünyaya misafir olmak istiyorsanız, buyrun ekran başına.
21. The Salt of the Earth
Yönetmen: Juliano Riberio Salgado, Wim Wenders
Tarih: 2014
İzlerken kısmen sıkılabileceğiniz ama içinde yer alan fotoğrafların ve şahit olunan olaylar ilginizi çekebilir. Ünlü fotoğrafçı Sebastiao Salgado'nun fotoğraflarından ve hayatından yola çıkılarak yapılan belgeselde gerçekten de çarpıcı görüntüler var. Salgado; soykırımlara, açlıktan ölen kabilelere ve fakirlik içinde yüzen toplumlara tek tek uğrayıp onlarla beraber yaşamış, onları fotoğraflamış. Belgesel, Oscar adayı oldu ama ödül alamadı.
Yönetmen: Alex Winter
Tarih: 2013
Download patlamasının nasıl başladığını, nasıl geliştiğini anlatan ve Napster'ın sahiplerinin bizzat görüşlerinin yer aldığı ilginç bir belgesel. Özellikle 90'lar neslinin epey ilgisini çekebilir. Çünkü benim de içinde olduğum bu nesil ile birlikte bu download dünyasının ortasında büyüdük. Limewire'ları, Bearshare'ları hepimiz kullandık. Bu devrimin nasıl geliştiğini ayrıntıları ile anlatıyorlar.