20 Ocak 1920'de, İtalya'nın Rimini şehrinde,
orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak doğdu ve İtalya'nın belkide 1 numarası,
dünyanın en çok saygı duyulan yönetmenlerinden biri oldu. Bu makarnacı
dünyadaki birçok insana ilham kaynağı oldu yaptıkları ile. Hayatına göz
attığınızda bunu elde etmek için gerçekten çok çalıştığını görürsünüz. Onun
hakkında bir sürü bilimsel terim yazabilirim buraya, sanatsal sinemanın öncüsü,
avangart yaklaşımından hiç sakınmadı, hem neorealist sinema hemde futuristik
sinema yaptı derim, yazarım da yazarım. Peki kaç insan onun gerçekte kim
olduğunu, neler yaptığını, nelere imza attığını, kimlere ilham kaynağı
olduğunu, onu başarıya götüren etkenlerin ne olduğunu biliyor? Hadi Fellini'nin
hayatına ufak bir göz atalım...
Federico Fellini |
Dediğim gibi 20 Ocak 1920'de
İtalya, Rimini şehrinde doğdu. Bu şehir onun filmleri için çok
büyük ilham kaynağı olacaktır. Babası, Urbano Fellini, Roma'ya
pastacı çırağı -satıcı olarakt da geçer- olarak gelmiştir. Annesi İda
Barbiani ise Roma'lı katolik bir tüccar ailenin kızıydı. Urbano 1917 yılında
İda'yı kaçırıyor ve 1918'de evleniyorlar. 1920 yılında da Federico
Fellini dünyaya gözlerini açıyor. Federico, Fellini ailesinin tek
çocuğu değildi, Ricardo ve Maria adında 2 kardeşi
vardı. Federico'nun ilk okulu Rimini'de San Vicenzo adında rahibelerin yönettiği
bir okuldu. Lakin Federico'nun neye ilgisi olduğu daha ilk okulundan belliydi.
Zamanının çoğunu çizmek ve karikatür dergisi okumakla geçiriyordu. Sıkı bir
Stan Lee ve Marvel takipçisiydi. 1926 yılında keşfettiği
sirkte izlediği ilk filmi Guido Brignone’nun Maciste
all’Inferno(1926) ile ne olacağına sanırım karar vermiş ya da esin
kaynağını bulmuştu. Bu sirk konusuna da birazdan değineceğim.
Fellini hayatını, aklında kurduklarına adamak istediğine emindi. Liseyi
bile zoraki bitiren Fellini, Roma Üniversitesi'nde Avukatlığa yazılır
ama kayıtlara göre 1 kez bile derse girmemiştir. Planları
farklıydı. 1937 ile 1942 yılları arasında
birçok yere karikatürlerini, çizimlerini gönderir, farklı farklı meslekler
dener, tutunmaya çalışır. Resmi olmasa da yayınlanmış, halka sunulmuş ilk
karikatürü, Milan Domenica del Corriere
Gazetesindeki okurlarımızdan
gelenler bölümündedir. Normal bir işe girip çalışmak kesinlikle ona
göre değildi. O çizmeyi tercih etti, çizmeye devam ederken bir çok ünlü insan
ile tanıştı. Tanıştığı kişiler arasında gelecekte karısı olacak olan kişi Giulietta
Masina'da vardı.
Giulietta Masina |
Yazmaya, çizmeye devam eden Fellini kendini bir anda film
dünyasının içinde bulur. İlk olarak senaryo yazarlığı yapar. Hatta cavalieri del deserto(Knights of the Desert, 1942) filmi
için devlet onu ve arkadaşlarını Libya'ya gönderir. Savaştan dolayı kuşatılan
şehirden kendini zor kurtarır. Fellini kararlılığını 1944 yılında
arkadaşı ile açtığı Funny Faces Store ile
göstermişti. İşte bu dükkan onun kaderini değiştirir. Burada Rossellini ile tanışan Fellini onunla beraber
çalışmaya başlar. Yaptıkları çalışmalarda çok kısa sürede meyvesini vermeye
başlar. 1947 yılında Sergio
Amidei ile yazdığı, kimilerine göre İtalyan Yeni Gerçekçiliğinin
başlamasına neden olan Rome, Open City filmi
ile Oscar'a aday olur. Gene 1950 yılında Sergio Amidei ile beraber yazdığı, bir diğer İtalyan
Yeni Gerçekçiliği filmi olan Paisa ile
de Oscar'a aday olurlar ama alamazlar.
Fellini'nin
tarihli kısmını La Dolce Vita'dan sonra bir köşede bırakırsak, çünkü devam eden
yıllarda çektiği filmleri, çalıştığı insanları yazıya özetlemeye kalkışsam bu
yazı uzar gider. Esas önemli olan, filmlerini neye göre çektiği, nasıl çektiği
ve kimlere ilham kaynağı olduğudur bence. Fellini, hayatını, filmlerine en iyi
yansıtmış yönetmendir belkide. Tüm filmleri onun bir parçasıydı. Fellini seven
sevgili arkadaşımın da dediği gibi; çektiği bütün filmler biografiktir, otto
e mezzo'yu rüyalarını not ettiği bir defterden çıkartmıştır mesela. Her
filmi renkli, gösterişli ve gene arkadaşımın özetlediği gibi; sirk
havasındadır. Sizi kendine çeken, etkilemeyi başaran bir yapısı vardır
filmlerinin. Tüm filmler onun tarihidir, her filmini kendisi üzerinden yazmış,
onun hayatından parçaları, anılarını, fikirlerini bize göstermişti. İç
dünyasını bize film olarak sergiliyordu desek doğru olur. Bu da sizi pek
rahatsız etmez. Onun dünyasını, yaşamını film olarak izlemek sizi sıkmaz.
Farklı bir üslubu olduğu aşikardı. İtalyan sinemasının her döneminde yer
alabilmiş birisi olmasıda belki onun çok önemli biri kılıyor. Yeni Gerçekçilik
varkende oradaydı, İtalya'da farklı farklı tarzlar denenirken de o oradaydı. Bu
bence çok önemli bir nokta.
Fellini'nin
tarihli kısmını La Dolce Vita'dan sonra bir köşede bırakırsak, çünkü devam eden
yıllarda çektiği filmleri, çalıştığı insanları yazıya özetlemeye kalkışsam bu
yazı uzar gider. Esas önemli olan, filmlerini neye göre çektiği, nasıl çektiği
ve kimlere ilham kaynağı olduğudur bence. Fellini, hayatını, filmlerine en iyi
yansıtmış yönetmendir belkide. Tüm filmleri onun bir parçasıydı. Fellini seven
sevgili arkadaşımın da dediği gibi; çektiği bütün filmler biografiktir, otto
e mezzo'yu rüyalarını not ettiği bir defterden çıkartmıştır mesela. Her
filmi renkli, gösterişli ve gene arkadaşımın özetlediği gibi; sirk
havasındadır. Sizi kendine çeken, etkilemeyi başaran bir yapısı vardır
filmlerinin. Tüm filmler onun tarihidir, her filmini kendisi üzerinden yazmış,
onun hayatından parçaları, anılarını, fikirlerini bize göstermişti. İç
dünyasını bize film olarak sergiliyordu desek doğru olur. Bu da sizi pek
rahatsız etmez. Onun dünyasını, yaşamını film olarak izlemek sizi sıkmaz.
Farklı bir üslubu olduğu aşikardı. İtalyan sinemasının her döneminde yer
alabilmiş birisi olmasıda belki onun çok önemli biri kılıyor. Yeni Gerçekçilik
varkende oradaydı, İtalya'da farklı farklı tarzlar denenirken de o oradaydı. Bu
bence çok önemli bir nokta.
Federico Fellini ve karısı Giulietta Masina |
Özel hayatından 1-2 kuple daha verirsek, 22 Mart 1945 yılında
bir oğlu olmuştur ama maalesef sadece 1 ay yaşayabilmiştir. Kendisi de 31
Ekim 1993 yılında, 73 yaşında, Roma'da hayata
gözlerini kapatır. Öldüğü gün, Karısı Giulietta Masina ile evliliklerinin
50. yıl dönümünün ertesi günüdür. Karısı Masina'da kocasından 5 ay
sonra 23 Mart 1994'te hayata gözlerini yumar. 2'sinin mezarları
yanyanadır ve bronzdan mezar taşları vardır. Mezarlar ise, Fellini'nin doğduğu,
büyüdüğü, filmlerine ilham kaynağı olan, babasını kaybettiği ve hiçbir
zaman unutamadığı şehri olan Rimini'dedir.
wtf
YanıtlaSil