12 Eylül 2015 Cumartesi

1) Francis Ford Coppola


Bellyboy and the Playgirls adlı üç boyutlu bir porno filmi çekmiştir.


2) Roman Polanski




-2. Dünya Savaşı'nda Almanmış gibi davranarak hayatta kalabilmeyi başardı.
-Karısı ve 3 arkadaşı Charles Manson ailesi tarafından canice öldürüldü.


3) D.W. Griffith



-O kadar ırkçıydı ki filmlerinde siyahi insanları kullanmak yerine beyaz tenli insanları siyaha boyatırdı.

-Saçlarının dökülmesinden çok korkuyordu. Güneşin saç foliküllerini beslemesine imkan verecek şekilde kendisi için özel olarak hazırlanmış hasır şapkalar takardı.


4) Cecil B. Demille



-Motivasyonu düşmesin diye sette mutlaka bir kemancı bulundururdu.
-Metresleri olan aktris Julia Faye ve senarist Jeanie MacPherson ile aynı anda yaşamıştır.
-Çıngıraklı yılanları vurmak için taşıdığı bir silahı vardı.
-Ravel'in Bolero'su eşliğinde çıplak kadınların yedi tül dansını yaptığı bir odası vardı.
-Kadın senaristleri ile yaptığı yaratıcı toplantılarında yeri için ayı postundan olan halısını tercih ederdi. Bunun sebebi olarak da birbirlerini daha iyi tanımaları gerektiğini söylerdi.
-Lisanslı bir pilottu. Kendi havayolu şirketi Mercury Aviation'ı kurdu. Bu Amerika’nın tarifeli seferlerle yolcu taşıyan ilk ticari havayoluydu.


5) Charlie Chaplin



-Chaplin'e benzeyenler yarışmasına katılmıştır ve yarışmayı kaybetmiştir.
-Time Dergisi'nin kapağında yer alan ilk yönetmen ve ilk aktördür.
-Kapitalizm karşıtı olduğu için ABD'den sürgün edilmiştir.
-O kadar kötü kokuyormuş ki bu yüzden bir yönetmen onunla çalışmayı reddetmiştir.
-Çorabından takım elbisesine kadar hiçbir giysisini değiştirmeden iki hafta dolaştığı bilinir. 
-Bazı giysilerini giyebildiği kadar giyip sonra çöpe atardı.
-Öldükten sonra cesedi çalınmıştır ve mezar hırsızları naaşı karşılığında fidye talep etmiştir.

6) Howard Hawks


-Casablanca'yı yönetmesi için teklif verilmişti fakat karısı senaryoyu berbat bulduğu için geri çevirdi. 
-Karısıyla ortak banka hesabındaki tüm parayı çekip at yarışlarına yatırmıştır. 

7) Frank Capra


-Birgün bir cinsel ilişkiye girdikten sonra hastalık kapmıştır. Bunun tek çaresinin sünnet olduğunu öneren doktor için arkadaşına: "Bu adam beni Yahudi yapmaya çalışıyor!" diyerek yanıt vermiştir. 
-İlk işi lisedeyken bir genelevde gitar çalmaktı. 
-En meşhur açıklamalarından biri de şudur;
"Siyahların kalbinde nefret var."

8) Alfred Hitchcock 


-Düzenli olarak ceza davalarını seyretmeye giderdi. 
-İngiltere'nin bir dönem tren tarifelerinin kalkış-varış saatlerini ezberlemişti. Buna takmış durumdaydı. 
-Değişik bir şaka anlayışı vardı. Kızı Patricia'yı dönme dolaba bindirdikten sonra en tepedeyken görevliye dönme dolabı durdurmasını söylemişti. Kızı havada asılı kalmıştı. 
-Kim Novak, Vertigo filminin setinde giyinme odasına girdiğinde tüyleri yolunmuş ve yeni öldürülmüş bir tavukla karşılaşmıştır. Alfred ise kenarda bunu gülerek izlemiştir.
-Mavi boyalı yemekli partileri çok meşhurdu. Tüm yiyecekleri ve içecekleri maviye boyatırdı. Mavi biftek, mavi patates, mavi martini... İnsanların midelerini bulandırmak onun hoşuna gidiyordu. 
-Bir ameliyat yüzünden göbek deliği dikilmek zorunda kalmıştı ve bu yüzden göbek deliği yoktu. Bunu insanlara göstererek onları korkutmaya çalışması da meşhur şakalarından biridir. 
-Papazlardan o kadar nefret ederdi ki onları canavar olarak adlandırırdı. 
-Yumurtalardan garip bir şekilde korkardı. 
"Korkmaktan öte, tiksiniyorum. O hiçbir deliği olmayan, yuvarlak beyaz şeyler... Yumurtanın sarısının parçalanıp sıvısını akıtmasından daha tiksinç bir şey gördünüz mü? Kan neşelendirir, kırmızıdır. Ama yumurtanın sarısı, tiksinti vericidir. Hiç tatmadım. "
-Setteyken içtiği çayların fincanlarını çay bittikten sonra omzunun üstünden arkaya doğru fırlatırdı.
-Çevresindeki insanların çoğu onun sinema hakkında pek bir bilgisinin olmadığını söylerdi. 
-Kadın kıyafetlerini giymekten haz alırdı. North by Northwest'in 44.dakikasında bir trende görülen turkuaz elbiseli şişman bir kadın vardır. Bunun Alfred olduğu iddia edilmektedir. 

9) Luis Bunuel 


-Evinin arka bahçesinde sıçan, maymun, papağan, şahin, yılan, Afrika Kertenkelesi ve bir sürü gri fare barındıran küçük bir hayvanat bahçesi yapmıştır. 
-Farelerin birleşmesini izlemekten ayrı zevk alıyordu.
-Grup seks tutkusu vardı. Hatta bir keresinde ev sahipliğini Chaplin'in yaptığı bir orjiye katılmıştır.
-Başına gelen bir olay yüzünden kadınların zihin okuma ve kontrol etme yetisine sahip olduğunu iddia ederdi.
-Eşcinsellerden o kadar nefret ederlerdi ki eşçinsel bir erkeği ondan hoşlanıyormuş gibi davranarak oyuna getirip dövmüşlükleri bile vardır.


10) Walt Disney



-Babası fazlasıyla despot biri olduğu için onun imzasını taklit ederek 1.Dünya Savaşı'nda gönüllü olarak Kızıl Haç'a katıldı. İleride McDonald's zincirinin kurucusu olacak Ray Kroc ile aynı Birlik'te yer aldı.
-Çizim konusunda hiç yeteneği yoktu. Yıllarca çizim yapmamışlığı bile vardır.
-Kendi evinde bir işkence odası olduğu iddia edilmektedir. En dikkat çekici olan ise çocuklar için tasarlattığı parmak ezicidir.
-Disney'in mezarı gizli tutulmaktadır. Bir rivayete göre de çözelti içinde dondurulmuş bir şekilde Disneyland'de Karayip Korsanları bölümünün altında saklandığı söylenir.


11) Leni Riefenstahl



-Hitler ile uzun süreli bir ilişkisi olduğu düşünülüyordu.
-Naziler için propaganda yapıyordu. İradenin Zaferi bunun en büyük kanıtıdır. Bu filmde kullanılan teknikler günümüzde bile görüntü yönetmenleri tarafından saygı ile izlenmektedir.
-Nazilerin önde gelen isimlerinden birçoğu Leni'nin elinde oyuncak olmuştur.
-99 yaşındayken bir belgesel çekti. Bu sayede tüm zamanların en yaşlı belgeselcisi oldu.
-George Lucas, Star Wars filmindeki birçok sahneyi İradenin Zaferi filminden almıştır.


12) Elia Kazan



-İstanbul'un Fener semtinde Elia Kazanoğlu adıyla dünyaya gelmiştir. 
-Marilyn Monroe ile bir süre birlikte olmuştur. O sıralarda Arthur Miller da Monroe'ya aşıktır. İkili seviştikten sonra Monroe'nun yatağının baş ucunda olan Arthur'un fotoğrafına hüzünlü bir şekilde bakarlar. İlginç bir ilişkileri vardı. 
-Çevresindeki çoğu kişi ondan nefret ederdi. "İspiyoncu" olarak anılırdı. Bunun nedeni ise eskiden üye olduğu Komünist Partisi'ndeki isimleri açığa çıkarmasıydı. 

13) Akira Kurosawa


-Soyu 11.yüzyıl Şogun Savaşçısı Abe no Sadato'ya kadar dayanırdı.
-Başta ressam olmayı düşünmüştü fakat yetenek sınavlarını geçemedi.
-Dodes'ka-den filmi kötü eleştiriler alınca bileklerini ve boğazını keserek intihar etmeye kalkışmıştır. 
-Hep bir Godzilla filmi çekmek istemiştir fakat kimse bunun için ona gelir sağlamamıştır. 
-2.Dünya Savaşı'nın sonlarına gelinirken Japon halkı toplu intiharı düşünmekteydi. Kurosawa, oyuncu sevgilisi Yoko Yaguchi'ye evlenme teklif etmek için böyle bir zamanı seçmişti. "Savaşı kaybedeceğiz gibi görünüyor. Eğer Yüz Milyon İnsanın Onurlu Ölümü noktasına gelirsek, nasılsa hepimiz öleceğiz. Ölmeden önce evlilik hayatının nasıl bir şey olduğunu görmek çok da kötü bir fikir değil." Yoko teklifini kabul etmiştir ve dokuz yıl evli kalmışlardır. 

14) Orson Welles 


-İç çamaşır fetişiydi. Sevgililerinden söylediği şeyleri giymelerini isterdi. 
-Evli kadınlarla yatma gibi bir alışkanlığı vardı.
-Elizabeth Short'u onun öldürdüğünü düşünüyorlardı fakat hiçbir zaman tam olarak gerçeğin ne olduğu ortaya çıkmadı.
-Alfred H. gibi değişik bir şaka anlayışı vardı. İdrar ile birleştiğinde kırmızı renge dönüşen bir karışım bulmuştu. Bir partide havuza bundan döktü ve havuza idrarını yapanları anlamış oldu. Daha sonra havuzun içinde çıngıraklı yılan olduğunu söyleyip panikle havuzu boşalttırdı.


15) Ingmar Bergman



-Ailesi o kadar katıydı ki bir kuralı çiğnediğinde tüm aile o evde yokmuş gibi davranırdı. Babası onu halı dövücüyle döverdi ve ardından günahlarının affedilmesi için babasının elini öpmek zorunda kalırdı.
-Küçükken bakıcısı onu bir morgun içine kilitlemiştir. Saatlerce orada kalmıştır.
-İsveç'teki evine bir yargıç ile bir ayakkabı tamircisinin ruhunun dadandığını iddia etmiştir.
-Kendi çocuğunu dört yıl bile görmediği zamanlar vardı. Çocuğu bir kere görüp sonra tekrar ortalıktan kaybolurdu.


16) Federico Fellini



-8½ ve La Dolce Vita filmiyle ''paparazzi'' terimini sözlüğe sokan kişidir.
-Penus isimli medyumu eşliğinde sürekli ruhlar alemi ile iletişime geçmeye çalışırdı.
-Fellini bir grup insanın gözetimi altında uyuşturucu kullanmıştır. Hatta bunun ses kaydını bile yapmıştır. Kendine geldiğinde o uyuşturucu ile tatmin olamadığını dile getirmiştir.


17) Robert Altman



-Hippiliğin gerektirdiği bütün özelliklere sahipti. Bunlarla Hollywood'da ün salmıştı.
-Öğle yemeği molasında bile geneleve giderdi.
-İlk kariyer tercihi köpeklere özel dövmeler yapan bir sanatçı olmaktı.
-Mash filminin tema müziğini 14 yaşında olan oğlu Mike yapmıştır. Altman'ın iddiasına göre oğlu yıllar içinde bu şarkıdan telif ücreti olarak bir milyon dolardan fazla kazanmıştı. Babasının filmi yönetirken kazandığı paranın on katından fazla!


18) Stanley Kubrick 



-Tipografi takıntısı vardı. Yazı tipleri üzerine devasa bir kitap koleksiyonu vardı. 
-Pinpon oynamaktan çok zevk alıyordu. Özellikle filmlerinde yer alan oyuncularını yeniyorsa. Bu onlara sette daha kolay hükmetmesi demekti. 
-Kırtasiye malzemelerine o kadar takıntılıydı ki ekibi yazışma yaparken sadece 15*10 cm'lik kağıtlardan kullanmasını istiyordu. 
-Hayvanlara karşı zaafı vardı. Köpeği hasta diye çekime aylarca ara vermişliği bile vardır. Hatta bir keresinde Full Metal Jacket filminin setinde bir tavşan ailesinin kazayla ölmesi sonucu o günkü çekimi iptal etmiştir. 
-Çoğu şeyden inanılmaz derecede korkardı. Mikroplardan korktuğu için, ekipte grip olan biri sete asla gelemezdi. Şoförünün arabayı hızlı kullanmasını yasaklamıştı. 
-Bir keresinde kendi dişçisini Bronx'tan Londra'ya getirtmişti. Dişçisinin lisansı İngiltere'de geçerli olduğu için tedaviyi Amerika Elçiliği'nde yapmak zorunda kaldılar. 
-Bir rivayete göre Neil Armstrong'un aya inme videosu tamamen sahtedir ve bu görüntüleri Kubrick yönetmiştir. Fakat buna dair bir kanıt yoktur. 



Kaynak: Robert Schnakenberg-Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları

0 yorum:

Yorum Gönder