18 Ağustos 2015 Salı




Bir delinin çıkıp Sweet November'ı 'Kasımda Aşk Başkadır' diye çevirmesi ile başlayan süreçte yabancı filmlerin Türkçe'ye çevirilmesini takar olduk. Orjinal ismi ile hiçbir alakası olmayan Türkçe çeviriler bazen o kadar komik oluyor ki dalga geçmek için bize pas atılmış gibi hissediyoruz. Tabii hepiniz soruyorsunuzdur: Yahu bu filmlerin isimlerini ne diye böyle çeviriyorlar? Orjinali A Beautiful Mind olan filme Akıl Oyunları demek için sanırım kafalarının güzel olması gerek, değil mi? 


Tabii ki bu isimlerin konulmasının bir sebebi var. Ülkemizde sinema kültürü tam oturmadığı için çevirmenler 'ilgi çekici' isimler kullanarak kendilerince bir taktik uyguluyorlar. Yani olay tamamen: Ekonomik. Her hafta televizyonda içinde 'Aşk' kelimesi olan yeni diziler başlıyor; diziler kaldırılıyor. Ülkemizdeki filmciler de genelde çevirmenler mantığıyla isim seçiyor. Halkın ilgisini çekebilecek, popüler olan ve klişeleşmiş kelimeler içeren isimler. Çevirmenler de aynen böyle yapıyor. Filmlere tamamen halkın ilgisini çekip sinemaya çekebilecek isimler seçiyorlar. 6 Mart 2010 günü yayınlanan Zaman gazetesinden bir bölüm paylaşayım size:


"Film eleştirmeni Burçin S. Yalçın ve Sevin Okyay'a göre bunun sebebi tamamen ekonomik. Bu yüzden Türkçeye çevrilen birçok film isminde bu tezadı görebiliyoruz. Özellikle romantik komedi filmiyse daha çok gişe yapar ümidiyle hemen her birinin ismine aşk, sevgi sözcükleri yerleştiriliyor. Örneğin Keanu Reeves ve Charlize Theron'un başrollerinde oynadığı Sweet November, 'Kasımda Aşk Başkadır' şeklinde Türkçeleştirilmişti. Leon ise romantik komedi olmamasına rağmen sevgi sözcüğünden nasibini alan filmlerden biri. Film birçok ülkede 'Leon' ismiyle beyazperdede görülmesine rağmen; 13 yaşındaki bir kızın (Natalie Portman) tetikçiye (Jean Reno) olan sevgisini konu aldığından Türkiye'de 'Sevginin Gücü' ismiyle piyasaya sürülmüştü. Bunun gibi piyasa mantığıyla hareket edip orijinal isme sadık kalınmayan durumlar olduğu gibi Türkçeye tam karşılığı ile çevrilen film isimleri de var. Minority Raport 'Azınlık Raporu', Kingdom of Heaven 'Cennetin Krallığı', Sixth Sense 'Altıncı His', The Lord Of The Rings 'Yüzüklerin Efendisi' bu filmlere örnek gösterilebilir.


Çevirinin mümkün olmadığı durumlar da olabiliyor. 'Eternal Sunshine Of The Spotless Mind' bunun en güzel örneklerinden. Filmin ismi Alexander Pope'un 'Eloisa To Abelard' şiirinin bir mısrası aslında. Türkçeleştirildiğinde de anlamsız bir çeviri ortaya çıkıyor. Bu yüzden vizyona 'Sil Baştan' adıyla girdi. Burçin S. Yalçın, Sevin Okyay ve Türkiye Çevirmenler Derneği Başkanı Ahmet Varol, böyle durumlarda filmin konusunu anlatan çeviriler yapılabileceğini söylüyor."
Yani anlayacağınız bu absürd isimler maalesef ki çevirmenlerin 'ekonomik' tercihlerinden kaynaklanıyor.  Bu çevirilerin bazıları da orjinali ile hiç alakalı olmuyor. Bunlara örnek olarak mesela:
  • Leon - Sevginin Gücü
  • Sleepers - Kardeş Gibiydiler
  • Cold Prey - Şeytanın Oteli
  • Dark Floors - Ölüm Kapanı
  • The Hangover - Felekten Bir Gece
  • How High - Süper Ot
  • Funny Games - Ölümcül Oyunlar
Kimi film isimleri orjinalleri ile aynı çevrilirken kimisi de çok alakasız şekilde çevriliyor. Yine de bazı filmlerin isimlerine baktığımızda orjinali ile alakası olmamasına rağmen konuya yakın ya da orjinal ismi kadar güzel isimler konulduğunu görüyoruz. Ne kadar orjinal ile uzak ara alakası olmasa da biraz düşününce: Evet mantıklı, diyebileceğiniz filmler de var. Mesela:
  • Insidious - Ruhlar Bölgesi
  • The Hangover - Felekten Bir Gece
  • How High - Süper Ot
  • Rush Hour - Bitirim İkili
  • Resident Evil - Ölümcül Deney
İsimler seçilirken yukarıda da bahsettiğim gibi bazı kelimelere özellikle dikkat ediliyor ki bunu yapmalarına da hak vermek gerek. Çünkü -gene dediğim gibi- ülkemizde sinema kültürü tam olarak oturmuş olmadığından filmin içeriğini anlatabilmek ya da ilgi çekebilmek için kalıplaşmış kelimeler kullanmak şart oluyor. Diziler maalesef ki bunu çok uyguluyor. Yılda 200 dizi çekiliyor ise 150'sinde Aşk kelimesi bulunmakta.

Tuğçe Taçkın (Tiglon Film Pazarlama Sorumlusu): Kelimeleri olduğu gibi çeviremiyoruz çünkü her kelime her dilde aynı anlama gelmiyor. Biz aşk filmiyse mutlaka içinde aşk kelimesinin geçmesine ya da korku filmiyse içinde ölüm kelimesinin olmasına dikkat ediyoruz. 'An Education' filminde de buna özen gösterdik ve 'Aşk Dersi' ismini uygun gördük. Eğitim şeklinde çevirseydik belki tam karşılığı olurdu ama seyircinin dikkatini çekmezdi. O yüzden seyircinin dikkatini çekebilecek isimler tercih ediyoruz. Bazen de tam çeviri yaptığınızda Türk izleyicisi anlayamayabiliyor. Örneğin Wall Street diye bir filmimiz var. Bu isimle Amerika'da herkes filmin neyi anlattığını anlar fakat burada aynı durum söz konusu değil. Bu nedenle 'Borsa' diye çevirdik. Filmin yapımcısı da isim konusunda özgür bırakıyor. Yurt dışında farklı ülkelerde nasıl gösterime girdiğini söylüyor, öneri sunuyor. Fakat son kararı biz veriyoruz.


Anlayacağınız bu dalga konusu olan çeviriler maalesef ki ülke standartları içerisinde 'zaruri' gibi kalabiliyor. Yinede bazı konularda da saçmaladıklarını kabul etmek gerek. Leon gibi filmi Sevginin Gücü diye çevirmek pek bir gülünç olmuş ki dünyanın her yerinde Leon adıyla gösterime girdi. Daha detaylı bir şekilde okumak isteyen olursa diye zaman gazetesinin linkini aşağı koyuyorum. Ben yeterince açıklama yaptım ama daha fazlasını isterseniz, buyrunuz: link .

0 yorum:

Yorum Gönder